Bakan Şimşek, Türkiye'nin ekonomi hedeflerinin ana noktasının fiyat istikrarı olduğunu söyledi ve döviz kuru hedeflerinin olmadığını ifade etti.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Uluslararası Enerji ve İklim Merkezi'nin (IICEC) "Ekonomik Büyüme ve Enerji: Geleceğin Ekonomisini Şekillendirmek" temasıyla düzenlediği konferansta konuşan Bakan Şimşek, küresel ekonomik zorluklara ve Türkiye’nin ekonomi stratejilerine dair önemli açıklamalar yaptı. Ticarette artan korumacılığa, yüksek küresel borçluluğa ve iklim değişikliği gibi faktörlerin küresel ekonomiye etkilerini değerlendiren Şimşek, bu unsurların büyüme üzerinde baskı oluşturduğuna dikkat çekti.
Yapısal Dönüşüm ve Küresel Entegrasyon Önemli
Türkiye'nin borçluluk oranının düşük olduğuna dikkat çeken Şimşek, şu ifadelerde bulundu:
"Dezenflasyon süreciyle birlikte çok daha iyi finansal koşullarla karşı karşıya kalacağız. Yapısal dönüşüm bizim için olmazsa olmaz çünkü para politikasının, mali politikasının sınırları var. Onların belli bir noktaya kadar katkısı var ama kalıcı sonuç elde etmek için yapısal dönüşüm elzemdir."
Dış entegrasyonu önemseyen Bakan Şimşek, Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği'nin güncellenmesi çalışmalarını sürdüreceklerini belirtti ve Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri ile serbest ticaret anlaşmalarında ilerleme kaydettiklerini açıkladı.
Büyüme ve Enflasyon Arasındaki Denge
Bakan Şimşek, Türkiye'nin büyüme oranlarıyla ilgili olarak tarihsel veriler sundu. 1994-2003 dönemi arasında ortalama büyüme yüzde 2,8, enflasyon ise yüzde 69 civarındayken; 2004-2013 döneminde büyüme neredeyse iki katına çıkarken, enflasyon tek haneli rakamlara gerilemişti. 2014-2023 yılları arasında ise enflasyonun artmasına rağmen büyümenin yavaşladığını kaydetti.
"Biz daha fazla büyümek için çabalıyoruz, bu da ancak fiyat istikrarı ile mümkün." diyen Şimşek, sürdürülebilir büyüme için fiyat istikrarının temel olduğunu belirtti.
Sürdürülebilir Büyüme ve Cari Açıkta İyileşme
Bakan Şimşek, Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde sürdürülebilir yüksek büyüme ve daha adil gelir dağılımını hedeflediklerini belirterek, fiyat istikrarı, mali disiplin, sürdürülebilir cari açık ve yapısal dönüşümün bu hedefe ulaşmak için temel eksenler olduğunu vurguladı. Cari açığın milli gelirin yüzde 0,8'ine düştüğünü ve yıl sonuna kadar bu oranın yüzde 0,7 civarına gerilemesinin beklendiğini ifade etti.
Rezervlerin Durumu ve Kur Korumalı Mevduattan Çıkış
Bakan Şimşek, Türkiye'nin rezervleriyle ilgili endişelerin geride kaldığını belirterek, "Türkiye'nin net rezervi 50 milyar dolar civarına geldi. 2018’in başında 38 milyar dolardı, bu ciddi bir gelişme." dedi. Kur korumalı mevduat programından çıkılacağına dair açıklamalar da yaptı: "Kur korumalı mevduattan da çıkıyoruz, 110 milyar dolar azalttık, buradan da çıkış devam edecek."
Sıcak Para ve Dış Borç Faizleri
Bakan Şimşek, Türkiye'nin dış finansmana erişiminde bir sorun olmadığını ve dış kaynakların Türkiye içindeki portföy tercihlerinden büyük ölçüde sağlandığını kaydetti. Ayrıca, döviz mevduatlarında TL’nin payının yüzde 58’e yükseldiğini, bunun büyük bir kazanım olduğunu vurguladı. Türkiye'nin risk priminin de benzer ülkelere göre çok daha hızlı düştüğünü belirten Şimşek, "5 yıllık CDS'lerdeki bu düşüş devam ederse, yıllık 7 milyar dolar dış borç faizinden tasarruf sağlayacağız." dedi.
Enflasyon ve Gelecek Beklentileri
Enflasyonun Türkiye'de önemli bir sorun olduğunu kabul eden Bakan Şimşek, 2024 yılı sonu itibariyle enflasyonun yüzde 44-45 civarına gerilemesini beklediklerini ve bu düşüşün olumlu bir gelişme olduğunu ifade etti. Şimşek, "Türkiye'de ciddi bir enflasyon sorunu var, hayat pahalılığı sorunu var ama zaten bu programın en temel hedefi fiyat istikrarını sağlamak." diye konuştu.
Bakan Şimşek, 2025 yılında fiyat istikrarının sağlanması için para politikası, maliye politikası, yapısal politikalar ve diğer ekonomik düzenlemelerin destekleyici olacağına inandığını belirterek sözlerini tamamladı.