Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'daki evinin önünde bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Mumcu'nun suikastının üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen cinayetin üzerindeki sis perdesi aralanamadı.
Araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'daki evinin önünde bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Mumcu'nun suikastının üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen cinayetin üzerindeki sis perdesi aralanamadı.
Mumcu, 22 Ağustos 1942'de Kırşehir'de doğdu. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra gazeteciliğe başladı. Cumhuriyet gazetesinde köşe yazarlığı yapan Mumcu, araştırmacı gazeteciliğiyle tanınıyordu.
Mumcu, 12 Mart 1971 askeri darbesi sırasında tutuklandı ve 7 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Cezasının Yargıtay tarafından bozulması üzerine serbest bırakıldı.
Mumcu, gazetecilik kariyeri boyunca birçok önemli konuyu araştırdı. Papa 2. Jean Paul'e suikast girişimini, 12 Eylül darbesini, silah kaçakçılığını ve terör örgütlerini mercek altına aldı.
Mumcu, 24 Ocak 1993'te Ankara'daki evinin önünde bombalı saldırı sonucu hayatını kaybetti. Saldırıyı, İBDA-C ve Hizbullah gibi terör örgütleri üstlense de cinayetin failleri hala bulunamadı.
Mumcu'nun suikastının ardından, 2001 yılında "Umut" adıyla bir dava açıldı. Davada, Mumcu'nun yanı sıra Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı, Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Doç. Dr. Bahriye Üçok cinayetleri de soruşturuldu.
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, 3 sanık "yasa dışı Tevhid-Selam ve Kudüs Ordusu örgütünü kurmak ve yönetmek" suçundan, 5 sanık ise aynı örgüte üyelikten çeşitli sürelerde hapis cezalarına mahkum edildi.
Anayasa Mahkemesi, gözaltında tutuldukları tarihlerdeki mevzuatın, gözaltı süresinde avukata erişim imkanı tanımadığı gerekçesiyle sanıklar Aydın, Tekin, Kılıç ve Karakuş'un yeniden yargılanmasına hükmetti.
Mumcu'nun ölümü, Türkiye'de demokrasi ve özgürlük mücadelesinin önemli bir kaybı olarak kabul ediliyor. Mumcu'nun adı, Türkiye'nin birçok yerinde cadde, sokak ve okula verilerek yaşatılıyor.
