28 Şubat 1997, Türkiye demokrasisine kara bir leke olarak sürülen "postmodern darbenin" 27. yılı.
O gün, milletin iradesi tankların gölgesinde ezildi, demokrasi postallarla çiğnendi.
Refah-Yol Hükümeti ve Başörtüsü Zulmü
1995 seçimlerinde birinci çıkan Refah Partisi'nin lideri Necmettin Erbakan, Başbakanlık koltuğuna oturdu. Bu dönemde "irtica" korkusu yayıldı ve başörtülü öğrenciler üniversitelerde zulüm gördü. Fişlemeler, ikna odaları ve aşağılamalar o günlerin utanç verici simgeleri oldu.
Medya ve Darbe Heveslileri
Darbeciler silah yerine medyayı kullandı. Aczimendiler, Fadime Şahin ve Müslüm Gündüz gibi olaylar, kamuoyunda gerginlik yarattı. Başbakanlık Konutu'ndaki iftar ve Sincan'daki Kudüs gecesi darbe heveslilerinin iştahını kabarttı.
28 Şubat MGK Toplantısı ve Sonrası
28 Şubat 1997'de Çankaya Köşkü'nde yapılan tarihi Milli Güvenlik Kurulu toplantısı 8 saat 45 dakika sürdü. Toplantıdan çıkan kararlar, Refah-Yol hükümetinin sonunu getirdi. Erbakan istifa etti, Refah Partisi kapatıldı ve siyasetçilere yasaklar kondu.
Erdoğan'ın Hapishanesi ve "Bu Şarkı Burada Bitmez"
Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, okuduğu şiirden dolayı hapse girdi. Pınarhisar Cezaevi'nde kurduğu "Bu şarkı burada bitmez çünkü biz bir maraton koşucusuyuz" cümlesi, direnişin ve umudun simgesi haline geldi.
İkna Odaları ve Başörtüsü Yasağı
Üniversitelerde ve kamu kurumlarında başörtülü insanlar mağduriyetler yaşadı. İkna odaları utanç verici bir uygulama olarak tarihe geçti. Başörtüsü yasağı, ancak AK Parti döneminde kalktı ve mağdurlara hakları iade edildi.
28 Şubat, Türk demokrasisinin karanlık bir sayfası olarak hafızalara kazındı. O gün yaşananlar unutulmadı ve bir daha asla tekrarlanmaması için mücadele devam ediyor.