MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI'NDAN SON DAKİKA KARARI

Tüm okullarda yeni dönem başlıyor.

EĞİTİM 4.10.2021 09:24:00 0
MİLLİ EĞİTİM BAKANLIĞI

Yüz yüze eğitim ve uzaktan eğitimle ilgili Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'den duyuru geldi. İşte detaylar...

Yeni tip koronavirüs (COVID-19) salgınında okullardaki süreci il ve ilçe bazlı değil sınıf ve vaka bazlı yürüttüklerini dile getiren Özer, eğitime ara verilen 14 günlük sürede öğrencileri yalnız bırakmayıp canlı sınıf uygulamalarını başlattıklarını ve ihtiyacı bulunan öğrencilerin tablet ihtiyaçlarının da karşılandığını ifade etti."Yaklaşık 5 bin 900 kapatılan sınıf tekrar açıldı"

Özer, salgın nedeniyle kapatılan sınıf sayısının sorulması üzerine, "Türkiye genelinde 71 bin 320 okulumuzda 850 bin sınıfımız var. 6 Eylül'den bugüne kadar yaklaşık 5 bin 900 kapatılan sınıf tekrar açıldı. Asıl olan şu, okullarımız açık ve yüz yüze eğitim devam ediyor." dedi.

Bakan Özer, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın her 4 vakadan birinin 17 yaş altı olduğuna ilişkin açıklaması hatırlatılarak, vaka sayılarındaki artış nedeniyle gelecekte okulların kapatılmasının gündeme gelip gelmeyeceğinin sorulmasına karşılık, kapanmanın gündeme gelmeyeceğini, geliştirdikleri sistematiğin okul kapanmayı değil sınıf kapatmayı gerektirdiğini söyledi.

"Ülkemizde şu an en güvenli yer okullarımız"

Özer, "Toplumda, özellikle bizim ülkemizde şu an en güvenli yer okullarımız. Çünkü kuralların uygulandığı, sadece okul yöneticilerin ve öğretmenlerin değil velilerin de birebir takip ettiği bu kadar denetimin olduğu toplumsal mekan yok." diye konuştu.

Bakan Özer, 6 Eylül'den bugüne kadar kapanan sınıf oranlarına ilişkin hazırlanan bir tabloyu paylaşarak, "Yüzde 1'in altında bir dağılım var. ABD'de okul sayısının yüzde 2'si kapalı. Türkiye'de kapanan sınıf oranları oldukça düşük." dedi.

"Okullarımızı kapatmayacağız"

Kamuoyunda "kapanan okul var-okul yok" tartışmasının yaşandığını dile getiren Özer, "71 bin 320 okulumuz var. Az derslikli okul sayımız çok yüksek. Bu şu demek, kapanan okul da olabilir. İki tane okulumuz kapandı. Bir tanesi özel öğretim kurumu, anaokulu 6 derslikli, bir tanesi de spor lisesi, 3 dersliği var. 3 derslik kapandığı için okul kapandı ama 14 gün sonra okul açılacak. Toplumun buna alışması lazım, vaka artışı olabilir, okullar kapanabilir, önemli olan açık olan okulların varlığını sürdürmesidir. Şu andaki (vaka) oranlarımız bizim için kaygı verecek, alarm verecek bir düzeye ulaşmadı, onun için okullarımızı kapatmayacağız." ifadelerini kullandı.

Bakan Özer, kalabalık sınıf bulunan okullar için il ve ilçelerin 40 dakikalık ders süresinin azaltılması yönünde inisiyatif kullanabileceklerini hatırlattı.

"Bugünkü vaka sayılarından çok daha fazla vaka olacaktı"

Okulların açılmasının vaka sayılarını artırdığı yönündeki iddiaların sorulması üzerine Özer, bunun bilimsel bir dayanağının olmadığına dikkati çekerek, "İnanıyorum ki Türkiye'de eğer okullar kapalı olsaydı, bugünkü vaka sayılarından çok daha fazla vaka olacaktı." dedi.

"İkinci doz aşı olan öğretmen oranımız yüzde 83"

Öğretmenlerde aşılama oranının Türkiye ortalamasının üzerinde olduğunu belirten Özer, "Birinci doz aşı olan öğretmen oranımız yüzde 92, ikinci doz aşı olan öğretmen oranımız ise yüzde 83, yüzde 5 civarında hastalığı geçirerek bağışıklık kazanmış öğretmenimiz var. Dolayısıyla yüzde 88 oranında ikinci dozunu tamamlamış ya da bağışıklık kazanmış öğretmenimiz var. Okulları açık tutmadaki en büyük avantajımız, öğretmelerimizin en az iki doz aşı olma veya antikor oluşturma oranlarının çok yüksek olması. Öğretmenlerdeki vaka dağılımının çok düşük olduğunu görüyoruz." diye konuştu.

Kasım ayından sonra öğrenme kayıplarına yönelik destek paketleri uygulanacak

Yeniden okula dönen öğrencilerin yaşadığı sıkıntılara ilişkin çalışmaların sorulduğu Özer, Bakanlığın Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün yaptığı çalışmaları hatırlatarak, milyonlarca kişiye ulaşıldığını dile getirdi.

Öğrencilerde 1,5 yıllık aranın ardından okula gitmeyle ilgili bir direnç oluştuğunu vurgulayan Özer, "Ben üç çocuk babasıyım, özellikle lise birdeki çocuğum her gün sabah okula giderken sıkıntılar yaşıyor. Çünkü 1,5 yıldır evde dijital ortamlarda süreci yönetirken bir anda yüz yüze eğitime başlamak elbette şok etkisi yaratıyor. Bu öğretmenlerimiz için de öğrencilerimiz için de alışma süreci gerektiren bir durum. Önümüzdeki aylardan itibaren artık bunları konuşmuyor olacağız." değerlendirmesinde bulundu.

Telafi eğitimine ilişkin bir soruya karşılık Özer, kasım ayından sonra farklı mekanizmalarla geçmiş öğrenme kayıplarına yönelik ciddi destek paketleri uygulayacaklarını bildirdi.

Öğretmen atamalarıyla ilgili başvuru sürecini 27 Eylül'de başlattıklarını söyleyen Özer, başvuruların 8 Ekim'e kadar süreceğini belirtti.

Özer, "15 bin yeni öğretmenimizi inşallah ikinci döneme yetiştireceğiz. 31 Ocak'ta mülakat sonuçlarını açıklayacağız. 2022 ikinci dönemde 15 bin yeni dinamik öğretmenle devam edeceğiz" dedi.

Milyonlarca öğrenciyi ilgilendiren son dakika yasak kararı! Üç bakanlık protokol imzaladı. Tamamen değişti, artık zorunlu olacak. Yüz yüze eğitimin başlamasıyla uygulamaya start verildi.

Milli Eğitim Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı'nın iş birliğiyle 2 Ocak 2019’da okul kantinlerinde sağlıklı gıdaların satılması amacıyla, 'Okul Gıdası Logosu İşbirliği Protokolü' imzalandı. Projenin ilk tebliği 20 Haziran 2019’da yayımlanırken, 16 Eylül 2019’da da uygulamaya konması kararlaştırıldı ancak proje, firmaların hazırlıklarını tamamlayabilmesi için önce 7 Eylül 2020’e, koronavirüs sebebiyle de 6 Eylül 2021’e ertelendi.6 Eylül'de okulların açılmasıyla uygulama başladı fakat logosuz ürünler kantinlerde hâlâ satılıyor! Okul Gıdası logosunun önemini Gıda Mühendisleri Derneği Genel Başkanı Abdüssamed Boyu; logolandırma uygulamasının kantincileri nasıl etkilediğini ise İstanbul Kantinciler Odası Başkanı Vahap Osmanoğlu anlattı.

Okul gıdası logosu nedir? Hangi gıda çeşitleri okul gıdası logosu alabiliyor?

Gıda Mühendisleri Derneği Genel Başkanı Abdussamed Boyu: Okul Gıdası Logosu, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı resmi ve özel okul / kurumların bünyesinde faaliyet gösteren kantin, kafeterya, büfe, çay ocağı gibi gıda işletmelerinde satışa sunulacak olan hazır ambalajlı gıdaların etiketi üzerinde yer alacak logodur. Temel ve ortaöğretim çağındaki çocuk ve gençlerin büyüyüp gelişebilmeleri, yaşam kalitelerinin artırılması ve devamının sağlanabilmesi için yeterli ve dengeli beslenmeleri gerekir. Yeterli ve dengeli beslenme ise güvenli gıda tanımına uyan gıdaların tüketilmesi ile mümkün olabilir. Kantin gibi gıda satışı yapılan yerlerde her ürünün Bakanlığın belirlediği kriterlere uyularak üretilmesi, güvenilir olduğuna dair Okul Gıdası onayının alınarak satışa sunulması önemli.Çocuklar için zararlı besinler, kantinde satılması tamamen yasaklı ürünler mi? Yoksa bu besinler de belli şartları sağladıktan sonra okul gıdası logosu alabiliyor mu?

Abdussamed Boyu: Enerji içecekleri, gazlı içecekler, aromalı içecekler (soğuk çay, ice tea), kolalı içecekler, aromalı doğal mineralli içecek, aromalı şurup, aromalı içecek tozu, aromalı su, meyveli içecek, meyveli içecek tozu, meyveli doğal mineralli içecek, yapay soda, meyveli şurup, sporcu içeceği (karbonhidrat- elektrolit içeceği), meyve nektarı, meyve suyu konsantresi, kızartmalar, cipsler (patates, mısır, şekillendirilmiş vb.), gevrek çerezler gibi ürünler bilim kurulu karar tutanağına göre eğitim kurumlarında satışı uygun olmayan gıdalar kategorisindedir.

Ancak kriterleri sağladığında satışa uygun görülen ambalajlı gıdalar arasında bulunan kek, bisküvi, kraker, gevrekler, patlamış mısır gibi gıdalar da bulunuyor. Bu gıdalar uygun görülen toplam enerji değeri, şeker ve yağ miktarına dikkat edilerek üretildiğinde, zararlı gıdalar kategorisinden çıkıp tüketilebilir gıdalar kategorisine girer. Burada da Okul Gıdası logosunun önemini görebiliyoruz.Öte yandan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) arasında imzalanan "Eğitimde İşbirliği Protokolü" ve ardından güncellenen düzenlemelerle ilgili üniversitelerde 14 ayın ardından, yeniden pedagojik formasyon eğitimi sertifikası programı açılabilecek.

Milli Eğitim Bakanlığı da pedagojik formasyon alacakların okullarda yapacakları öğretmenlik uygulamasına ilişkin yönergeyi güncelledi. Ayrıca, eğitim fakültesi mezunu öğretmen aday adaylarının uygulama eğitimleri de bu yönerge kapsamında yürütülecek.Daha önceki uygulamalarda üniversitelerin ilgili lisans programlarında eğitim alan öğrenciler, belirli sınıf düzeylerinde pedagojik formasyon sertifikası eğitimlerine katılabiliyordu, yeni uygulamada ise sadece lisans programlarından mezun olanlara bu sertifikalara başvuru hakkı tanındı.Bunun yanında sertifikayı alacak adayların dersleri ve sürelerine ilişkin de yeni düzenleme yapıldı. Bu kapsamda, sertifika eğitimleri, artık bahar ve güz dönemleri olmak üzere artık iki dönem yani bir akademik yıl boyunca devam edecek.

Uygulama eğitimleri iki dönem ve 144 saat sürecek

Yeni uygulamada, sertifikayı alacakların özel ya da resmi okullardaki uygulama eğitimlerinin nasıl olacağı en merak edilen konular arasındaydı.

MEB'in güncellediği yönergede bu konuya da açıklık getirildi. Bu çerçevede, Pedagojik Formasyon Eğitimi Sertifika Programına ya da Öğretmenlik Meslek Bilgisi Tezsiz Yüksek Lisans Programına devam eden öğrencilerin gerçekleştireceği öğretmenlik uygulaması, eğitim fakültelerinde halihazırda yürütülenle uyumlu hale getirilerek iki döneme çıkarıldı.


GÜNDEM
1

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Irak stratejik değer atfettiğimiz bir komşumuzdur

2

Trafik kazasında yaralanan genç antrenör hayatını kaybetti

3

Bursa'da drift yapan sürücüye 38 bin lira ceza ve 2 ay ehliyet yasağı

4

Türkiye'ye sıcak havalar geliyor! Mevsim normallerinin 15 derece üzerine çıkacak

5

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak ziyaretinde stratejik anlaşmalara imza atacak

SİYASET